Piyasa Analizi: Japonya'nın "Borç İllüzyonu" Endişe Verici, Yapay Düşük Faiz Oranı Döviz Krizi'ni Tetikleyebilir
27 Kasım'da, Jinshi verilerine göre, Financial Times'ın analizine göre, Japonya'nın devlet borcu uzun süredir astronomik seviyelerde, ancak son on yılda devlet tahvili getirileri çoğunlukla düşük seviyelerde kalmıştır. Bu, devasa borcun bir sorun olmadığına dair tehlikeli bir yanılsama yaratmıştır. Yeni Başbakan Kishi Sima'nın yakın zamanda açıkladığı mali teşvik planı, öncekilerin politikalarından farklılık gösterme niyetindeydi, ancak bu durum tam olarak bu tehlikeli yanılsamanın en son örneği haline geldi. Gerçek şu ki: Japonya'nın devasa borcu gerçekte var ve düşük faiz oranı ise yapay bir yanılsama. Japon Merkez Bankası, büyük ölçekli tahvil alımları ve daha önce uygulanan getiri eğrisi kontrol politikası ile faiz oranlarını hedef seviyede baskılamış, devlet tahvili getirilerinin piyasa fiyatlandırma seviyesine geri dönüşünü yapay olarak engellemiştir. Bu mekanizma, COVID-19 pandemisi patlak vermeden önce çalışabilirken, ardından gelen enflasyon dalgası küresel merkez bankalarının topluca faiz artırmasına ve varlık alımları ile uygulanan niceliksel gevşemeden niceliksel sıkılaşmaya geçmesine neden olmuştur. Gerçekten de, Covid-19 pandemisi Japonya'nın faiz oranı baskı deneyimini sona erdirdi - bu da dünyayı yüksek faiz oranları dengesi dönemine soktu. Bu ortamda faiz oranlarını baskılamaya devam edilirse, para korkunç bir değer kaybı döngüsüne girebilir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Piyasa Analizi: Japonya'nın "Borç İllüzyonu" Endişe Verici, Yapay Düşük Faiz Oranı Döviz Krizi'ni Tetikleyebilir
27 Kasım'da, Jinshi verilerine göre, Financial Times'ın analizine göre, Japonya'nın devlet borcu uzun süredir astronomik seviyelerde, ancak son on yılda devlet tahvili getirileri çoğunlukla düşük seviyelerde kalmıştır. Bu, devasa borcun bir sorun olmadığına dair tehlikeli bir yanılsama yaratmıştır.
Yeni Başbakan Kishi Sima'nın yakın zamanda açıkladığı mali teşvik planı, öncekilerin politikalarından farklılık gösterme niyetindeydi, ancak bu durum tam olarak bu tehlikeli yanılsamanın en son örneği haline geldi. Gerçek şu ki: Japonya'nın devasa borcu gerçekte var ve düşük faiz oranı ise yapay bir yanılsama.
Japon Merkez Bankası, büyük ölçekli tahvil alımları ve daha önce uygulanan getiri eğrisi kontrol politikası ile faiz oranlarını hedef seviyede baskılamış, devlet tahvili getirilerinin piyasa fiyatlandırma seviyesine geri dönüşünü yapay olarak engellemiştir. Bu mekanizma, COVID-19 pandemisi patlak vermeden önce çalışabilirken, ardından gelen enflasyon dalgası küresel merkez bankalarının topluca faiz artırmasına ve varlık alımları ile uygulanan niceliksel gevşemeden niceliksel sıkılaşmaya geçmesine neden olmuştur.
Gerçekten de, Covid-19 pandemisi Japonya'nın faiz oranı baskı deneyimini sona erdirdi - bu da dünyayı yüksek faiz oranları dengesi dönemine soktu. Bu ortamda faiz oranlarını baskılamaya devam edilirse, para korkunç bir değer kaybı döngüsüne girebilir.