Fed faiz indirimine direnirken, 38 trilyon dolarlık ABD tahvili gizli bir oyun mu barındırıyor? Çin’in 700 milyar dolarlık tahvil pozisyonu pazarlığın anahtarı mı?
Fed’in faiz indirimini reddetmesi yalnızca %2 enflasyon hedefiyle ilgili değil; Trump’ın kamuoyu baskısına rağmen tutumunu değiştirmiyor. Esas stratejik oyun, ABD tahvil piyasasının derinliklerinde gizli. Şu anda ABD’nin toplam devlet tahvil borcu 38 trilyon doları aşmış durumda, yurtdışından gelen talep ise giderek ayrışıyor. Güvenilir alıcıların önemi artarken, Çin’in elindeki 700 milyar dolarlık ABD tahvili bu mücadelenin tam merkezinde yer alıyor.
Küresel tahvil pozisyonlarındaki değişim çoktan sinyal verdi: Japonya, üst üste dokuz ay alım yapıp Eylül ayında tek seferde 8,9 milyar dolarlık ABD tahvili eklese de, dev borç hacminin baskısına karşı koyamıyor, zorlandığı açıkça görülüyor. İngiltere ise Eylül ayında tek seferde 39,3 milyar dolarlık satışla hızla çekildi ve toplam varlığı 865 milyar dolara geriledi. Yabancı alıcıların gücü zayıflarken, Fed’in doğrudan tahvil alıcısı olması önemli bir alternatif haline geliyor.
Fed, daha önce açıkladığı gibi bilanço küçültmeyi 1 Aralık’ta sonlandırdı; bundan sonra ipotek teminatlı menkul kıymetlerin ana parası tamamen kısa vadeli tahvillere yönlendirilecek. Bu hamle, aslında ABD tahvillerini satın almak için cephane hazırlamak anlamına geliyor. Şu anda yüksek faiz oranlarını korumak bir yandan alım aşamasında doların değer kaybı nedeniyle varlıkların küçülmesini önlüyor, diğer yandan ise uygun piyasa koşulunu bekleyerek alım maliyetini düşürüyor. Strateji oldukça ince hesaplanmış durumda.
Bu küresel varlık oyunu sessizce kızışıyor: Çin, yıl içinde beşinci kez ABD tahvili satarak varlık çeşitliliğini artırıyor, riski dağıtmak için altın alıyor ve ABD tahvillerine bağlılığını kademeli olarak azaltıyor. Fed ise “bekle-gör” taktiğiyle hareket etmiyor, bir yandan faizleri sabit tutarak alım için sağlam bir zemin oluşturuyor, diğer yandan da küresel sermaye akışını izleyerek pozisyon alıyor. Bu iki büyük ekonomi arasındaki gizli mücadele, küresel varlık düzeninin yeniden şekillenmesinin anahtarı ve her adım piyasaların nabzını doğrudan etkiliyor.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Fed faiz indirimine direnirken, 38 trilyon dolarlık ABD tahvili gizli bir oyun mu barındırıyor? Çin’in 700 milyar dolarlık tahvil pozisyonu pazarlığın anahtarı mı?
Fed’in faiz indirimini reddetmesi yalnızca %2 enflasyon hedefiyle ilgili değil; Trump’ın kamuoyu baskısına rağmen tutumunu değiştirmiyor. Esas stratejik oyun, ABD tahvil piyasasının derinliklerinde gizli. Şu anda ABD’nin toplam devlet tahvil borcu 38 trilyon doları aşmış durumda, yurtdışından gelen talep ise giderek ayrışıyor. Güvenilir alıcıların önemi artarken, Çin’in elindeki 700 milyar dolarlık ABD tahvili bu mücadelenin tam merkezinde yer alıyor.
Küresel tahvil pozisyonlarındaki değişim çoktan sinyal verdi: Japonya, üst üste dokuz ay alım yapıp Eylül ayında tek seferde 8,9 milyar dolarlık ABD tahvili eklese de, dev borç hacminin baskısına karşı koyamıyor, zorlandığı açıkça görülüyor. İngiltere ise Eylül ayında tek seferde 39,3 milyar dolarlık satışla hızla çekildi ve toplam varlığı 865 milyar dolara geriledi. Yabancı alıcıların gücü zayıflarken, Fed’in doğrudan tahvil alıcısı olması önemli bir alternatif haline geliyor.
Fed, daha önce açıkladığı gibi bilanço küçültmeyi 1 Aralık’ta sonlandırdı; bundan sonra ipotek teminatlı menkul kıymetlerin ana parası tamamen kısa vadeli tahvillere yönlendirilecek. Bu hamle, aslında ABD tahvillerini satın almak için cephane hazırlamak anlamına geliyor. Şu anda yüksek faiz oranlarını korumak bir yandan alım aşamasında doların değer kaybı nedeniyle varlıkların küçülmesini önlüyor, diğer yandan ise uygun piyasa koşulunu bekleyerek alım maliyetini düşürüyor. Strateji oldukça ince hesaplanmış durumda.
Bu küresel varlık oyunu sessizce kızışıyor: Çin, yıl içinde beşinci kez ABD tahvili satarak varlık çeşitliliğini artırıyor, riski dağıtmak için altın alıyor ve ABD tahvillerine bağlılığını kademeli olarak azaltıyor. Fed ise “bekle-gör” taktiğiyle hareket etmiyor, bir yandan faizleri sabit tutarak alım için sağlam bir zemin oluşturuyor, diğer yandan da küresel sermaye akışını izleyerek pozisyon alıyor. Bu iki büyük ekonomi arasındaki gizli mücadele, küresel varlık düzeninin yeniden şekillenmesinin anahtarı ve her adım piyasaların nabzını doğrudan etkiliyor.