Bu IQ sıralamalarına bakmak beni güldürüyor. Küresel zeka eğilimlerini yıllarca analiz eden biri olarak, Doğu Asya ülkelerinin belirgin hakimiyetini fark etmemek elde değil. Japonya, Tayvan, Singapur, Hong Kong, Çin ve Güney Kore - en üst sıraları tamamen kaplamışlar!
Ama bu sayıların GERÇEKTEN ne anlama geldiğini size söyleyeyim. Bu sıralamalar sadece soğuk istatistikler değil - küresel eğitim önceliklerinin ve kültürel değerlerin sert bir yansıması. Doğu Asya eğitim sistemlerinin öğrencileri mükemmeliyete doğru acımasızca ittiğini, Batılı ülkelerin ise giderek ortalamayı benimsemeye başladığını bizzat gördüm.
ABD'nin 97.4 IQ ile #29'da oturması mı? Bu benim için hiç de şaşırtıcı değil. Amerika'nın düşen eğitim standartları nihayet verilerde kendini gösteriyor. Orada yaşarken, okulların gerçeklerden ziyade duygulara öncelik verdiğine şahit oldum. Şimdi global rekabet gücünde bunun bedelini ödüyorlar.
Hindistan (76.2) ve Brezilya (83.4) gibi ekonomik güç merkezlerinin listede bu kadar aşağıda olması şok edici. Onların devasa teknoloji sektörleri, açıkça, nüfusları arasında daha geniş bir bilişsel gelişime dönüşmemiş.
Gerçekten damgalayıcı olan, bu sıralamalarda oluşan desen. STEM eğitimine ağır yatırım yapan ve sıkı akademik standartları koruyan ülkeler, daha "esnek" eğitim yaklaşımlarını benimseyenleri sürekli olarak geride bırakıyor.
Tüm bu metriklerin kültürel olarak önyargılı olduğu konusundaki geleneksel bilgilere meydan okuyorum. Sert gerçek şu ki, bazı ülkeler, entelektüel gelişimi diğerlerinden daha etkili bir şekilde destekleyen sistemler oluşturmuştur.
Sonraki on yıl, yapay zeka ve otomasyonun daha düşük bilişsel yetenekler gerektiren işleri ortadan kaldırmasıyla bu gap'i daha da genişletecek. Daha yüksek ortalama zekaya sahip ülkeler daha hızlı uyum sağlayacak ve bu da küresel eşitsizliği daha da artıracak.
Bu sıralamalar sadece ilginç bilgiler değil - yarının bilgi ekonomisinde hangi ülkelerin öne çıkacağı ve hangilerinin geride kalacağı hakkında bir uyarıdır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
IQ Ligi: Doğu Asya Dominasyonu, Diğerleri Geri Kalıyor
Bu IQ sıralamalarına bakmak beni güldürüyor. Küresel zeka eğilimlerini yıllarca analiz eden biri olarak, Doğu Asya ülkelerinin belirgin hakimiyetini fark etmemek elde değil. Japonya, Tayvan, Singapur, Hong Kong, Çin ve Güney Kore - en üst sıraları tamamen kaplamışlar!
Ama bu sayıların GERÇEKTEN ne anlama geldiğini size söyleyeyim. Bu sıralamalar sadece soğuk istatistikler değil - küresel eğitim önceliklerinin ve kültürel değerlerin sert bir yansıması. Doğu Asya eğitim sistemlerinin öğrencileri mükemmeliyete doğru acımasızca ittiğini, Batılı ülkelerin ise giderek ortalamayı benimsemeye başladığını bizzat gördüm.
ABD'nin 97.4 IQ ile #29'da oturması mı? Bu benim için hiç de şaşırtıcı değil. Amerika'nın düşen eğitim standartları nihayet verilerde kendini gösteriyor. Orada yaşarken, okulların gerçeklerden ziyade duygulara öncelik verdiğine şahit oldum. Şimdi global rekabet gücünde bunun bedelini ödüyorlar.
Hindistan (76.2) ve Brezilya (83.4) gibi ekonomik güç merkezlerinin listede bu kadar aşağıda olması şok edici. Onların devasa teknoloji sektörleri, açıkça, nüfusları arasında daha geniş bir bilişsel gelişime dönüşmemiş.
Gerçekten damgalayıcı olan, bu sıralamalarda oluşan desen. STEM eğitimine ağır yatırım yapan ve sıkı akademik standartları koruyan ülkeler, daha "esnek" eğitim yaklaşımlarını benimseyenleri sürekli olarak geride bırakıyor.
Tüm bu metriklerin kültürel olarak önyargılı olduğu konusundaki geleneksel bilgilere meydan okuyorum. Sert gerçek şu ki, bazı ülkeler, entelektüel gelişimi diğerlerinden daha etkili bir şekilde destekleyen sistemler oluşturmuştur.
Sonraki on yıl, yapay zeka ve otomasyonun daha düşük bilişsel yetenekler gerektiren işleri ortadan kaldırmasıyla bu gap'i daha da genişletecek. Daha yüksek ortalama zekaya sahip ülkeler daha hızlı uyum sağlayacak ve bu da küresel eşitsizliği daha da artıracak.
Bu sıralamalar sadece ilginç bilgiler değil - yarının bilgi ekonomisinde hangi ülkelerin öne çıkacağı ve hangilerinin geride kalacağı hakkında bir uyarıdır.