"Şımartma" aslında Çinli ebeveynlerin icat ettiği bir yalandır. Büyüdüğünüzde kötü bir durumda olmanızın sebebi ebeveynlerinizin hiçbir sorumluluğu olmamasıyla kendilerini savunabilmeleridir. Sorumluluk kabul etseler bile, bu sadece "sana çok iyi davrandıkları" içindir. Ama bu tamamen saçmalık. Kültürümüzde, bireyselleşmeyi teşvik etmiyoruz. Sonuç olarak, genellikle eksik insanlar olarak büyüyoruz ve bu da sorunlarla karşılaştığımızda ilk olarak "Ben ne kadar sorumluluk almalıyım?" değil, "Bu kimin hatası?" diye düşünmemize neden oluyor. Bağımsız bir benliği olmayan insanlar, sorumluluk alamazlar. Sorumluluğu başkalarına atmayı tercih ederler. Ebeveynler ise her zaman neden onlara uymanız gerektiğini anlatmak için çeşitli karmaşık gerekçeler sunarlar. Ama sonuçta, sadece sizi söz dinleten hale getirmeye çalışıyorlar. Onlara "Neden sana uymak zorundayım?" diye sorduğunuzda, ebeveynler "Çünkü ben senin ebeveynin" der. Ama bu neden? Sadece benim ebeveynim olduğun için sana uymak zorunda mıyım? Bu gerekçe temelden yanlıştır. Ama genellikle onlarla tartışamıyoruz, sonunda kavga veya şiddet yoluyla "çözüm" bulmak zorunda kalıyoruz. Gerçek bir benliğe sahip bir kişi, kendi hislerine odaklanır ve hareketlerinin başlangıç noktası "Ben nasıl hissediyorum" olur. Böyle insanlar, enerjik, yönlü ve içsel huzura sahip bir yaşam sürerler. Diğerlerinin hislerine sürekli odaklanan ve sürekli başkalarının hislerini gözeten insanlar, yavaş yavaş kendilerini kaybederler. Buna "sahte benlik" denir. Sahte benlik ile çok uzun süre yaşarsanız, hayatta olmanın anlamlı olmadığını hissedebilirsiniz.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
"Şımartma" aslında Çinli ebeveynlerin icat ettiği bir yalandır. Büyüdüğünüzde kötü bir durumda olmanızın sebebi ebeveynlerinizin hiçbir sorumluluğu olmamasıyla kendilerini savunabilmeleridir. Sorumluluk kabul etseler bile, bu sadece "sana çok iyi davrandıkları" içindir. Ama bu tamamen saçmalık. Kültürümüzde, bireyselleşmeyi teşvik etmiyoruz. Sonuç olarak, genellikle eksik insanlar olarak büyüyoruz ve bu da sorunlarla karşılaştığımızda ilk olarak "Ben ne kadar sorumluluk almalıyım?" değil, "Bu kimin hatası?" diye düşünmemize neden oluyor. Bağımsız bir benliği olmayan insanlar, sorumluluk alamazlar. Sorumluluğu başkalarına atmayı tercih ederler. Ebeveynler ise her zaman neden onlara uymanız gerektiğini anlatmak için çeşitli karmaşık gerekçeler sunarlar. Ama sonuçta, sadece sizi söz dinleten hale getirmeye çalışıyorlar. Onlara "Neden sana uymak zorundayım?" diye sorduğunuzda, ebeveynler "Çünkü ben senin ebeveynin" der. Ama bu neden? Sadece benim ebeveynim olduğun için sana uymak zorunda mıyım? Bu gerekçe temelden yanlıştır. Ama genellikle onlarla tartışamıyoruz, sonunda kavga veya şiddet yoluyla "çözüm" bulmak zorunda kalıyoruz. Gerçek bir benliğe sahip bir kişi, kendi hislerine odaklanır ve hareketlerinin başlangıç noktası "Ben nasıl hissediyorum" olur. Böyle insanlar, enerjik, yönlü ve içsel huzura sahip bir yaşam sürerler. Diğerlerinin hislerine sürekli odaklanan ve sürekli başkalarının hislerini gözeten insanlar, yavaş yavaş kendilerini kaybederler. Buna "sahte benlik" denir. Sahte benlik ile çok uzun süre yaşarsanız, hayatta olmanın anlamlı olmadığını hissedebilirsiniz.