TradFi devleri ile şifreleme platformları arasındaki çatışma yeniden sahneleniyor
Son günlerde, Amerika Birleşik Devletleri finans sektöründeki iki büyük güç arasındaki ihtilaf yeniden dikkat çekti. Bu tartışmanın başrollerinde, "yatırım bankacılığının lideri" olarak adlandırılan bir büyük banka ve köklü bir şifreleme platformu bulunuyor. 26 Temmuz sabahı, bu şifreleme platformunun kurucu ortaklarından biri, bu bankanın kendisine veri hizmeti sağlamayı reddettiğini ve bununla haksız rekabet yapmayı ve finansal teknoloji şirketlerini ile şifreleme platformlarını baskı altına almayı amaçladığını belirten bir yazı paylaştı. Bu haber, birçok şifreleme sektörü çalışanını geçmişteki "Operation ChokePoint 2.0" operasyonunun şifreleme şirketlerine etkilerini hatırlattı.
Banka Verileri Rekabet Aracı Haline Geldi
Geleneksel finans ile şifreleme endüstrisinin kesişim noktasında, kullanıcı verileri her zaman temel bir kaynak olmuştur. Kapsamlı KYC bilgileri, yalnızca kullanıcı risk tercihlerini ve varlık ölçeğini değerlendirmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda platformun iş geliştirmesine de kolaylık sağlar.
Bu tartışmanın odak noktası, banka verilerinin kullanım hakkıdır. Bazı sosyal platformların API arayüzlerini gelir kaynağı olarak kullanması gibi, "veri işi" uzun zamandır platform ekonomisinde belirsiz bir alan olmuştur. Şifreleme borsası kurucularının bir bankanın, üçüncü taraf platformlar aracılığıyla banka verilerine ücretsiz erişim hakkını kendilerinden aldığına dair eleştirilerinin ardından, bu banka daha sert bir tutum alarak, bu borsayı müşteri olarak kabul etme planını askıya aldığını duyurdu.
Bu uygulama, daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminde, Amerikan bankalarının bazı şifreleme şirketlerine ve teknoloji girişimlerine finansal hizmetler sunmayı reddetmesi durumunu hatırlatıyor. Bu, şüphesiz ki TradFi devlerinin şifreleme platformlarına karşı tek taraflı bir baskısıdır.
"Operation ChokePoint 2.0" Gözden Geçirme
2023 yılında, şifreleme pazarındaki durgunluk ve kendi işletme sorunları nedeniyle, birçok şifreleme dostu banka ardı ardına kapandı. Sektör uzmanları, bunun hükümetin bankalara baskı yapması ve onların şifreleme şirketleriyle iş ilişkilerini kesmesini istemesiyle ilgili olabileceğini düşünüyor.
Sonrasında, "Operation Chokepoint 2.0" eylemi giderek su yüzüne çıkıyor. Bir risk sermayesi şirketinin kurucusuna göre, son birkaç yıl içinde 30'dan fazla teknoloji şirketi kurucusunun banka hesapları kapatıldı. Bu açıkça bir istisna değil.
Bankaların "hizmet reddi" davranışları genellikle net bir gerekçe olmaksızın gerçekleşir, ancak etkileri son derece ciddi olabilir. En hafif durumda banka hesabı açılamazken, en kötü durumda fon transferleri kısıtlanabilir ve bu durum işletmelerin varlığını tehdit edebilir. Modern finansal sistemde, ister işletme ister birey olsun, bankacılığın gücü karşısında çaresiz kalınmaktadır.
Özellikle bu eylemin, belirli bir siyasi figürün iktidara gelmesi için zemin hazırladığına değinmek gerekir. Bazıları, bu siyasi figürü desteklemelerinin sebebinin, yasal şirketlerin haksız düzenleyici süreçler nedeniyle hükümet tarafından cezalandırılmasını kabul edememeleri olduğunu belirtiyor.
Bu yıl Mart ayında, Beyaz Saray'da düzenlenen şifreleme zirvesinde, bazı siyasetçiler Operation Chokepoint 2.0'ın şifreleme sektörüne yönelik saldırılarını sona erdireceklerini kamuoyuna açıkladılar ve bu "finansal zulüm" dönemine geçici bir son vermiş oldular.
Bankanın bir başka stratejisi: Yasal masrafları aşmak
Bu anlaşmazlığın bir diğer odak noktası, Tüketici Finansmanı Koruma Yasası'dır. 2024'te, ABD Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu (CFPB), tüketicilerin talebi üzerine finansal kurumların kişisel mali verileri ücretsiz olarak serbest bırakmalarını ve diğer hizmet sağlayıcılarına transfer etmelerini gerektiren Kişisel Finans Verileri Hakları Nihai Yönetmeliği'ni yayımladı. Bu düzenleme rekabeti teşvik etmeyi ve finansal hizmetlerin maliyetlerini düşürmeyi amaçlamaktadır.
Ancak bazı bankaların sunduğu çözüm şu: "Kullanıcı verilerine mi ihtiyacınız var? Olabilir, ama ödeme yapmalısınız." Bu açıkça yasaların gereklilikleriyle çelişiyor.
Diğer yandan, çıkar sahibi olarak bankacılık sektörü, ABD Tüketici Finansman Koruma Bürosu'nu dava etmeye çalışıyor ve "Açık Bankacılık Kuralları"nı iptal ederek şifreleme platformlarının gelişimini sınırlamaya çalışıyor.
Son zamanlarda, Amerikan Bankacılar Derneği gibi birçok sektör kuruluşu, bazı şifreleme şirketlerinin banka lisansı başvurularının incelenmesinin durdurulmasını talep etti. Gerekçe olarak bu başvuruların şeffaflıktan yoksun olduğu, kamu denetim standartlarını karşılamadığı ve banka sistemine hukuki riskler oluşturduğu belirtildi.
Buna karşılık, bir şifreleme bankası kurucusu, güven fonu ruhsatının daha düşük sermaye gereksinimleriyle fiili bir banka ruhsatı olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunun yasal bir dava sürecine girebileceğini belirtti. Ayrıca ilginç bir görüş ortaya attı: "Eğer bankacılık sektörü gerçekten bu durumdan endişe ediyorsa, neden mevcut işlerini daha düşük sermaye gereksinimleri ve düzenlemelerle devam ettirmek için doğrudan bir güven şirketine dönüşmüyorlar?"
Bir risk sermayesi şirketinin hükümetle ilişkiler yöneticisi şunları söyledi: "Bankalar ve kredi birlikleri çoğu konuda nadiren ortak bir görüşe varıyorlar. Ancak hepsinin üzerinde anlaştığı bir nokta var: nihayetinde şifreleme sektöründen önemli bir rekabetle karşılaşacaklar."
Sonuç: Bankacılık ve şifreleme platformları arasındaki yüzleşme
Bu "kullanıcı verileri" mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı ne olursa olsun, bankacılık sektörü ile şifreleme platformları arasındaki çekişmenin sahne arkasından ön plana geçtiği açıktır. Bir dizi ilgili yasaların geçmesiyle birlikte, her iki tarafın sınır ötesi ödemeler, günlük yaşam ve ticari kabul gibi alanlardaki rekabeti kızışacaktır. Gelecekte, bankacılığın durumu domine etmeye devam edip etmeyeceği yoksa şifreleme platformlarının yükselip yükselemeyeceği, bu mücadelenin sonucu henüz gözlemlenmelidir. Her halükarda, bu finansal alandaki dönüşüm hızla ilerlemektedir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
12 Likes
Reward
12
8
Repost
Share
Comment
0/400
GhostAddressMiner
· 18h ago
Hah... Eski senaryo tekrar sahneleniyor. TradFi'nin arkasındaki fon zincirini çoktan çözmüştüm. Siz de bu güç oyununu oynamaya devam edin.
View OriginalReply0
ZKProofEnthusiast
· 23h ago
Veri tekelini oynatıyorlar, bu da eski Google gibi görünüyor.
View OriginalReply0
BlockDetective
· 08-07 23:39
Büyük şirket yine bu tuzağı kurdu, gerçekten insanları kandıramaz.
View OriginalReply0
BankruptWorker
· 08-06 11:02
Yine boğazıma sarıldın demek ki~
View OriginalReply0
LuckyHashValue
· 08-06 11:01
Kötü ejderha sonunda kahraman tarafından yenilecektir.
View OriginalReply0
FUD_Whisperer
· 08-06 10:57
Yine eski bir içki yeni bir şişede, bankalar her zaman bastırıyor.
View OriginalReply0
WenMoon
· 08-06 10:55
Şifreleme dünyasını sarsmak, bu gerçekten acele!
View OriginalReply0
GateUser-bd883c58
· 08-06 10:47
Bu dinozor bankaları gerçekten cesurca oynuyorlar...
Bankalar ile şifreleme platformu kullanıcı verileri arasındaki çatışma, finans sektöründe düzenleyici mücadelenin yeniden sahneye çıkmasıdır.
TradFi devleri ile şifreleme platformları arasındaki çatışma yeniden sahneleniyor
Son günlerde, Amerika Birleşik Devletleri finans sektöründeki iki büyük güç arasındaki ihtilaf yeniden dikkat çekti. Bu tartışmanın başrollerinde, "yatırım bankacılığının lideri" olarak adlandırılan bir büyük banka ve köklü bir şifreleme platformu bulunuyor. 26 Temmuz sabahı, bu şifreleme platformunun kurucu ortaklarından biri, bu bankanın kendisine veri hizmeti sağlamayı reddettiğini ve bununla haksız rekabet yapmayı ve finansal teknoloji şirketlerini ile şifreleme platformlarını baskı altına almayı amaçladığını belirten bir yazı paylaştı. Bu haber, birçok şifreleme sektörü çalışanını geçmişteki "Operation ChokePoint 2.0" operasyonunun şifreleme şirketlerine etkilerini hatırlattı.
Banka Verileri Rekabet Aracı Haline Geldi
Geleneksel finans ile şifreleme endüstrisinin kesişim noktasında, kullanıcı verileri her zaman temel bir kaynak olmuştur. Kapsamlı KYC bilgileri, yalnızca kullanıcı risk tercihlerini ve varlık ölçeğini değerlendirmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda platformun iş geliştirmesine de kolaylık sağlar.
Bu tartışmanın odak noktası, banka verilerinin kullanım hakkıdır. Bazı sosyal platformların API arayüzlerini gelir kaynağı olarak kullanması gibi, "veri işi" uzun zamandır platform ekonomisinde belirsiz bir alan olmuştur. Şifreleme borsası kurucularının bir bankanın, üçüncü taraf platformlar aracılığıyla banka verilerine ücretsiz erişim hakkını kendilerinden aldığına dair eleştirilerinin ardından, bu banka daha sert bir tutum alarak, bu borsayı müşteri olarak kabul etme planını askıya aldığını duyurdu.
Bu uygulama, daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminde, Amerikan bankalarının bazı şifreleme şirketlerine ve teknoloji girişimlerine finansal hizmetler sunmayı reddetmesi durumunu hatırlatıyor. Bu, şüphesiz ki TradFi devlerinin şifreleme platformlarına karşı tek taraflı bir baskısıdır.
"Operation ChokePoint 2.0" Gözden Geçirme
2023 yılında, şifreleme pazarındaki durgunluk ve kendi işletme sorunları nedeniyle, birçok şifreleme dostu banka ardı ardına kapandı. Sektör uzmanları, bunun hükümetin bankalara baskı yapması ve onların şifreleme şirketleriyle iş ilişkilerini kesmesini istemesiyle ilgili olabileceğini düşünüyor.
Sonrasında, "Operation Chokepoint 2.0" eylemi giderek su yüzüne çıkıyor. Bir risk sermayesi şirketinin kurucusuna göre, son birkaç yıl içinde 30'dan fazla teknoloji şirketi kurucusunun banka hesapları kapatıldı. Bu açıkça bir istisna değil.
Bankaların "hizmet reddi" davranışları genellikle net bir gerekçe olmaksızın gerçekleşir, ancak etkileri son derece ciddi olabilir. En hafif durumda banka hesabı açılamazken, en kötü durumda fon transferleri kısıtlanabilir ve bu durum işletmelerin varlığını tehdit edebilir. Modern finansal sistemde, ister işletme ister birey olsun, bankacılığın gücü karşısında çaresiz kalınmaktadır.
Özellikle bu eylemin, belirli bir siyasi figürün iktidara gelmesi için zemin hazırladığına değinmek gerekir. Bazıları, bu siyasi figürü desteklemelerinin sebebinin, yasal şirketlerin haksız düzenleyici süreçler nedeniyle hükümet tarafından cezalandırılmasını kabul edememeleri olduğunu belirtiyor.
Bu yıl Mart ayında, Beyaz Saray'da düzenlenen şifreleme zirvesinde, bazı siyasetçiler Operation Chokepoint 2.0'ın şifreleme sektörüne yönelik saldırılarını sona erdireceklerini kamuoyuna açıkladılar ve bu "finansal zulüm" dönemine geçici bir son vermiş oldular.
Bankanın bir başka stratejisi: Yasal masrafları aşmak
Bu anlaşmazlığın bir diğer odak noktası, Tüketici Finansmanı Koruma Yasası'dır. 2024'te, ABD Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu (CFPB), tüketicilerin talebi üzerine finansal kurumların kişisel mali verileri ücretsiz olarak serbest bırakmalarını ve diğer hizmet sağlayıcılarına transfer etmelerini gerektiren Kişisel Finans Verileri Hakları Nihai Yönetmeliği'ni yayımladı. Bu düzenleme rekabeti teşvik etmeyi ve finansal hizmetlerin maliyetlerini düşürmeyi amaçlamaktadır.
Ancak bazı bankaların sunduğu çözüm şu: "Kullanıcı verilerine mi ihtiyacınız var? Olabilir, ama ödeme yapmalısınız." Bu açıkça yasaların gereklilikleriyle çelişiyor.
Diğer yandan, çıkar sahibi olarak bankacılık sektörü, ABD Tüketici Finansman Koruma Bürosu'nu dava etmeye çalışıyor ve "Açık Bankacılık Kuralları"nı iptal ederek şifreleme platformlarının gelişimini sınırlamaya çalışıyor.
Son zamanlarda, Amerikan Bankacılar Derneği gibi birçok sektör kuruluşu, bazı şifreleme şirketlerinin banka lisansı başvurularının incelenmesinin durdurulmasını talep etti. Gerekçe olarak bu başvuruların şeffaflıktan yoksun olduğu, kamu denetim standartlarını karşılamadığı ve banka sistemine hukuki riskler oluşturduğu belirtildi.
Buna karşılık, bir şifreleme bankası kurucusu, güven fonu ruhsatının daha düşük sermaye gereksinimleriyle fiili bir banka ruhsatı olarak kabul edilip edilemeyeceği konusunun yasal bir dava sürecine girebileceğini belirtti. Ayrıca ilginç bir görüş ortaya attı: "Eğer bankacılık sektörü gerçekten bu durumdan endişe ediyorsa, neden mevcut işlerini daha düşük sermaye gereksinimleri ve düzenlemelerle devam ettirmek için doğrudan bir güven şirketine dönüşmüyorlar?"
Bir risk sermayesi şirketinin hükümetle ilişkiler yöneticisi şunları söyledi: "Bankalar ve kredi birlikleri çoğu konuda nadiren ortak bir görüşe varıyorlar. Ancak hepsinin üzerinde anlaştığı bir nokta var: nihayetinde şifreleme sektöründen önemli bir rekabetle karşılaşacaklar."
Sonuç: Bankacılık ve şifreleme platformları arasındaki yüzleşme
Bu "kullanıcı verileri" mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı ne olursa olsun, bankacılık sektörü ile şifreleme platformları arasındaki çekişmenin sahne arkasından ön plana geçtiği açıktır. Bir dizi ilgili yasaların geçmesiyle birlikte, her iki tarafın sınır ötesi ödemeler, günlük yaşam ve ticari kabul gibi alanlardaki rekabeti kızışacaktır. Gelecekte, bankacılığın durumu domine etmeye devam edip etmeyeceği yoksa şifreleme platformlarının yükselip yükselemeyeceği, bu mücadelenin sonucu henüz gözlemlenmelidir. Her halükarda, bu finansal alandaki dönüşüm hızla ilerlemektedir.